Her başarının arkasında muhakkak bir hayat hikayesi bulunur. Tokyo Olimpiyat Oyunlarında Gümüş madalya kazanarak tarihin İlk Olimpik Karate Madalyasını ülkemize kazandıran, tarihin efsaneleri arasında yer alan Kocaeli’mizin gururu Eray Şamdan’ın başarı hikayesini sizler için derledik.

Olimpiyat ikincisi Milli Karatecimiz Eray Şamdan’ın babası Adnan Şamdan, bugün Türkiye’nin sayılı Karate antrenörlerinden birisi. Türkiye’de Karate denilince akla ilk gelen Antrenörlerden olan Adnan Şamdan, zorlu bir çocukluk günleri yaşadı. 1967 yılında Ardahan’ın Çıldır ilçesinde 10 çocuklu Şamdan Ailesi’nin ferdi olarak Adnan Şamdan, yoksulluğun ve yokluğun olduğu bir dönemde geldiği Gebze’de dönemin sinema filmlerinden etkilenerek Karate Do sporuna merak sardı. Atletik, çevik ve güçlü bir sporcu olan Şamdan, o dönem Karate dersleri için Gebze’den Kartal’a, dönem dönem İzmit’e gidip geliyor ve ideallerinin peşinde koşuyordu. Yoksul bir ailede yetiştiği için Adnan Hoca’nın kurs ücretlerini, malzeme ihtiyaçlarını, yol parasını karşılayacak kimse yoktu. O da boş vakitlerinde yeri geliyor ayakkabı boyayarak, yeri geliyor su satarak, yeri geliyor simit satarak harçlığını çıkarıyordu. Bir yandan Aile bütçesine destek olurken bir yandan da hayattaki en büyük tutkusu olan Karate’nin giderlerini bu şekilde temin ediyordu. Üstelik çok genç yaşta babasını kaybettiği için de Adnan Hoca kendi ayakları üzerinde durmak zorundaydı.

ŞAMPİYON OLAMADIM AMA ŞAMPİYONLAR YETİŞTİRECEĞİM

Ancak Adnan Hoca’nın sporcu olduğu dönemler Karate’nin yeni yeni filizlendiği, Federasyon’un yeni kurulduğu ve profesyonel anlayışın olmadığı bir dönemdi. Arkasında ona sahip çıkan olmadığı için çok yetenekli bir sporcu olmasına ve üstelik hak etmesine rağmen, hayali olan Milli Takım formasını giyemedi. Vatani görevini yapmak için askere giden Şamdan, tezkeresini aldıktan sonra döndüğü Gebze’de Karate Kursu açmaya karar verdi. Bu sefer ideali, şampiyonlar yetiştirmek, Milli Takıma sporcu vermekti. “Benim arkamda kimse durmadı, bizler sahipsizdik. Şampiyon olamadım ama şampiyonlar yetiştireceğim” diyen Şamdan, yaklaşık 30 sene hizmet vereceği yerde Şamdan Spor Merkezi’ni açtı.

FEDAKAR BİR ANNENİN HİKAYESİ

Anne Nevriye Şamdan ise, muhacir diye tabir ettiğimiz Bulgaristan göçmeni bir ailenin kızıydı. Nevriye Hanım, asimilasyon, baskı politikalarıyla orada yaşayan Türklere zulme uğrayınca ailesiyle beraber Türkiye’nin yolunu tuttu. Bir valizle Ana vatana dönen Nevriye Şamdan, Jivkov’un baskı, asimilasyon ve inkar politikalarından sonra nefes aldığı Gebze’de Adnan Şamdan’ı tanıdı ve bu iki güzel insan bir aile kurdular. Mütevazi kişiliğiyle bilinen Anne Nevriye Şamdan, ön plana çıkmayı sevmese de arka planda gizli kahramandır aslında. Tek evladının her başarıyla gurur duyan, oğluna ait her şeyi hatıra olarak saklayan Nevriye Şamdan, bütün vakti kamplarda ve antrenmanlarda geçen Eray’ın hasretine, bazen aylarca görmemeye onun geleceği için katlanıyor. (Heyecandan evladının maçlarını canlı canlı izleyemeyen Nevriye Şamdan, Olimpiyat mücadelesinde de maçları takip ederken zor anşar yaşadı.)

ŞAMPİYONLAR YETİŞTİREN FABRİKA

1987 yılında kurduğu Şamdan Karate Do Spor Kulübü ile Adnan Şamdan, başarıdan başarıya koştu. Sürekli kendini geliştirip yenileyen Adnan Şamdan, sözünü tuttu ve Şampiyonlar yetiştiren bir fabrikaya dönüştü. İl, Bölge, Türkiye ve Balkan Şampiyonluklarından sonra Avrupa ve Dünya Şampiyonlukları geldi. Kulüp bu başarıları yaşarken, 25 Temmuz 1997’de müjdeli haber geldi. Bugün adını tarihe Olimpiyat ikincisi olarak adınızı yazdıran Eray’ın doğum haberi aileyi sevince boğdu.

KUNDAKTA BAŞLAYAN BİR KARİYER

Sporcu bir babanın evladı olduğu için Eray’ın kaderi de buna göre şekillendi. Anne karnında tekme atarak başlayan Eray’ın spor hayatı, 5 yaşında Dojo’da ilk antrenmanını yapmasıyla resmiyet kazandı. Binlerce şampiyon yetiştiren Adnan Şamdan’ın en büyük hayali kendinde yaşayamadığı, Milli Forma duygusu ve Uluslararası Şampiyonlukları oğlunda yaşayabilmekti. Baba antrenör olunca Eray’ın da açıkçası çok fazla bir seçeneği yoktu. Üstelik Eray da daha küçük yaşlarda olmasına rağmen, Karate’ye yatkın ve yetenekli bir sporcuydu. Merhum Barış Manço’nun deyimiyle “Adam olacak çocuk” belliydi aslında.

KÜÇÜK YAŞLARDA GELEN ŞAMPİYONLUKLAR

İlk şampiyonlukları 7-9 yaş grubunda gelmeye başladı Eray’ın. Kata dalında bu sevimli çocuk babasına ilk madalyalarını getirirken, 10 yaşından sonra Kumite’de de vurduğunu deviriyor ve kariyer skalasına şampiyonluklar ekliyordu. Tabi çocukluk döneminde onun da antrenmandan kaçma, dışarıda oynama, bilgisayar başında saatlerce zaman geçirip oyun oynama isteği oluyordu. Ancak dedik ya, Antrenörü aynı zamanda babasıydı ve antrenman saatini çok fazla aksatamıyordu.

MİLLİ TAKIM KARİYERİ BAŞLIYOR

2011 yılında İstanbul’da yapılan 23 Nisan Dünya Çocukları Uluslararası Karate Şampiyonası’nda tatamiye çıkan Eray Şamdan, o gün öyle bir performans sergiledi ki, Eray’ın maçlarını izleyen Milli Takım antrenörleri adeta mest oldular ve daha 14 yaşında olmasına rağmen Eray’ı ilk kez Ümit Milli Karate Takımı’na davet ettiler. İlk kez o yıl Karadeniz-Hazar Ülkeleri Karate Turnuvası’nda milli formayı giyen Eray, kendisine güvenenleri mahcup etmedi ve Gürcistan’da yapılan şampiyonada Türkiye’ye altın madalya kazandırdı. Bu şampiyonluk Eray’ın Milli Takım ile ilk madalyası olmuştu.

AVRUPA VE DÜNYA ŞAMPİYONLUKLARI

Ardından 2012 yılında Azerbaycan’dan yapılan Avrupa Karate Şampiyonası’nda Ümit Erkekler 52 kilogramda Avrupa Üçüncüsü olan Eray, takip eden 6 yıl içinde 6 kez üst üste Avrupa Şampiyonu olarak bu alanda tarihin en büyük başarısını elde etti. Bu başarı henüz kırılamadı ve kırılması da neredeyse imkansız. 2015 yılında Endonezya’da ise ilk Dünya Şampiyonluğu geldi ve Şamdan Ailesi en büyük 2 hedefinden birisine ulaşmış oldu. O tarihlerde Adnan Şamdan’ın söylediği bir cümle vardı, “Karate Olimpik olsun, Türkiye’ye ilk Olimpiyat madalyasını Eray getirecek…” Şamdan’ın bu dileği gerçek oldu ve Karate Tokyo Olimpiyatlarına alındı. Artık hedef büyüktü.

DARICA BELEDİYESİ’NE TRANSFER OLDULAR

Yıllarca kendi imkanlarıyla tatamilerde mücadele eden Şamdanlar, uzun süre Gebze Belediyesi’ne Karate takımı kurmak istemişlerdi ancak bu talepleri olumsuz karşılanmıştı. Şamdanlara beklenen destek 2017 yılında Darıca Belediyesi’nden geldi. Dönemin Belediye Başkanı Şükrü Karabacak ve Darıca Eğitim Spor Kulübü Başkanı Mustafa Öztürk transfer bombasını patlatarak Atletizm de tarih yazan DARES’e Karate branşı açtılar. Adnan Şamdan ve öğrencileri de bu kulübe transfer olarak ilk kez yerel yönetim desteğiyle karşılaştılar. Karabacak’tan bayağı devralan Muzaffer Bıyık da Şamdanlara gereken desteği vererek çıtayı yükseltti ve bugünlerin temelini attı.

TOKYO’DA GELEN GÜMÜŞ MADALYA

2018 yılı itibariyle Tokyo Olimpiyatları için elemeler başladı. Onlarca ülke, yüzlerce müsabaka ve her kategoride sadece 10 kişi Tokyo Olimpiyat biletini alacaktı. İşte Erayımız böylesine zorlu bir süreçte Mayıs 2021’de Olimpiyat vizesini cebine koydu ve Tokyo’nun yolunu tuttu. 5 Ağustos günü sabah 6.30’da Eray’ın tatamiye çıkmasıyla birlikte, Kocaeli’de ve Türkiye’de zaman durdu. Tatamide bir Gebzeli vardı ve o Darıca’nın sporcusuydu, Kocaeli’nin evladıydı. Sabah seansında önce yarı finale kalarak madalyayı garantiledi, öğleden sonra da adını finale yazdırdı. Altın madalya kazanabilirdik ama gerek yorgunluk, gerek rakibin fiziksel üstünlüğü, gerekse hakemlerin tutumu bizi şampiyonluktan etti ancak Eray’ın adı tarihe Türkiye’ye Olimpiyatlarda madalya kazandıran ilk sporcu olarak tarihe geçti. Madalyamızın rengi ise Gümüştü.

DÖNER EKMEKLE GELEN EFSANE BAŞARILAR

Şamdan Ailesi bu başarılara imza atarken, özellikle yurt içi müsabakalarında Gebze gibi metropol kent kendilerine sahip çıkmadığı için, kimse sponsor olmadığı için, siyaset ve bürokrasinin ilgisizliği nedeniyle döner-ekmek yiyip maça çıkarak elde etti. Rakipleri lüks imkanlarla maça hazırlanırken, onlar ucuz yurtlarda konaklayıp, ulaşım için otobüs dilenip, dönerle, tostla, köfteyle bu başarıları elde ettiler. Malzemeleri bile yeterli olmadığı için sporcular eşyalarını kendi aralarında değiştirerek madalyaları topluyordu. Bakmayın birilerinin bugün kuru tebrik mesajlarına, Şamdanlara kimse gereken vefayı göstermezken, 2018 yılında Darıca Belediyesi kapılarını açtı Türkiye’nin şampiyonlar yetiştiren fabrikasına.

OLİMPİYAT’A GİDEN YOLDA ÇEKİLEN SANCILAR

Eray içinde bu başarı kolay olmadı. Tıpkı babası ve Antrenörü Adnan Şamdan gibi Eray Şamdan’da, Tokyo’da uzandığı madalyaya çekerken bin bir badireler atlattı. 2015 yılında yapılan Dünya Şampiyonası Türkiye seçmelerin öncesi Eray ayağından sakatlanmış, aylarca tedavi görmüştü. Seçmelerden birkaç hafta önce İstanbul’da yapılan Uluslararası Turkish Open turnuvasında kendini deneme amacıyla Adnan Şamdan, Eray’ı turnuvaya sokmuş, aylarca Eray’ın başına bela olan sakatlık burada da kendini göstermiş ve daha ilk maçında nüksedince Adnan Şamdan, genç sporcuyu tatamiden çekmek zorunda kalmıştı. Çünkü madalya onun sağlığından değerli değildi.

TEK AYAKLA DÜNYA ŞAMPİYONASINA

Günler sonra Eray bu kez Yalova’da tatamiye çıktı. Gerek Adnan Şamdan da gerekse Eray da tedirginlik vardı, yeniden aynı sakatlığı yaşanmaktan korkuyorlardı. Nitekim korktukları başlarına geldi ve Eray ilk maçtan sonra adeta tek ayağıyla yarışmak zorunda kalmıştı. İkinci maçta Adnan Şamdan Eray’ı sahadan çekmek istemiş, sağlığından değerli olmadığını bir daha ki turnuvaya kendini hazırlamasını söylese de, Eray bu. Hırs yapmıştı bir kere ve ayağındaki bandajı sökerek turnuvaya devam ettik. Tek ayağıyla, mücadele eden genç sporcu tatamiden zaferle ayrılıp Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi temsil etme hakkı kazanmıştı. İşte o gün Eray’ın kariyerindeki ilk Dünya Şampiyonluğu’nun temeli atılmıştı.

BAŞKA SPORCUYU İSTİYORLARDI

Eray her ne kadar Milli formayı alnının hakkı olarak sonun kadar hak etse de, birileri tarafından engellenmek isteniyordu. Başka bir sporcuyu Milli takıma düşünen dönemin bazı antrenörleri onun önüne engel koysa da,o bunların üstesinden geldi. Yalova’daki dünya seçmelerinde iş öyle bir noktaya gelmişti ki, bazı rakipleri Eray’ın sakat ayağına vuruyor, bazı antrenörler de ne yazık ki bu durumu teşvik ediyordu. Fakat Eray, daha oyunlarını da yenmişti.

SERUMLA GELEN DÜNYA ÜÇÜNCÜLÜĞÜ

2017 Dünya Şampiyonası da Eray için çok zorlu geçmişti. Maçtan bir gün önce ağır gribal enfeksiyon geçiren Şamdan, gece sabaha kadar uyuyamadı. 40 derece olan Eray’ın ateşini düşürebilmek için Baba Adnan Şamdan ve doktorlar insan üstü bir gayret gösterdi. Maç sabahı bilinci yerine gelen Eray, serumla maçlara çıktı. Vücudu bitkin, yorgun ve hastaydı. Buna rağmen olağanüstü bir performans gösteren Eray, finale çıkma maçını 2-1 öndeyken son saniyede verdiği puanla 2-2 biten maç sonucunda hakem kararı kaçırmıştı. Altın Madalya gitmişti belki ama hasta ve bitkin Eray Dünya Üçüncüsü olmuştu.

BİR SENE SPOR YAPAMAZSIN DEDİLER

Aksilikler bununla da bırakmadı yakasını Eray’ın. Bu kez başka bir rahatsızlıktan dolayı 2 defa operasyon geçiren Eray’ı hastalığı rahat bırakmıyordu. Olimpiyat elemelerinin bitmesine 7-8 turnuva kala doktorlar genç sporcunun acil ameliyat olmasını, iyi bakılmasını, aksi halde tedavi edemeyeceklerini söylüyorlardı. Ameliyat demek Eray’ın en az 6 ay ameliyat yapamaması ve dolayısıyla Olimpiyatların gitmesi demekti. Göz yaşlarına hakim olamayan Adnan Şamdan, bir yandan hüngür hüngür ağlarken, bir yandan hastane hastane gezip doktor arıyordu. Derken aradığı hekimi Gebze’de Özel bir hastanede buldu. Bulunulan Genel Cerrahi Uzmanı, Eray’ın sorunsuz bir şekilde ameliyatsız tedavi olabileceğini ve bir ay içinde toparlanacağını söylediğinde Şamdan Ailesi büyük bir sevinç yaşadı. Nitekim Genel cerrahın dediği gibi oldu ve genç sporcu ameliyatsız şifa buldu. Böylelikle Şamdan turnuva kaçırmadan Tokyo mücadelesine devam etti.

ÖNCE TURNUVALAR SONRA OLİMPİYATLAR İPTAL EDİLDİ

Bu badireyi de atlatan Şamdan, bu kez tüm dünyayı 2 yıldır etkisi altına alan Covid-19 salgınıyla karşılaştı. Eray her ne kadar salgına yakalanmasa da Pandemi nedeniyle alınan sıkı tedbirler Karateyi’de etkiledi. Elemelerde son 2 maça gidilirken, Dünya Karate Federasyonu önce müsabakaların iptal edildiğini açıkladı, artık mevcut sıralamayla sporcuların turnuvaya gideceğini açıkladı. Bu da Eray’ın Kalifikasyona kalması, Paris’te yapılacak eleme maçlarıyla turnuvaya katılması demekti. Ardından Tokyo Olimpiyat Oyunları da iptal edildi ve 2020 yılında Olimpiyat hayalleri suya düştü. Bu demekti ki yıllarca hayali kurulan Olimpiyat için bir yıl daha bekleme süreci.

HEM YURT İÇİ HEM DE ULUSLARARASI OLİMPİYAT SEÇMESİ

Olimpiyatların iptali sonrası WKF daha önce iptal ettiği 2 turnuvanın yeniden yapılacağını açıklayınca, Eray kota mücadelesine devam etti, ancak ilk ikiye giremedi ve üçüncü olarak ilk etapta Tokyo biletini kaçırdı. Eray’ın karşısına bu kez yurt içi seçme maçı çıktı. Eray 60 kg sporcusuydu, Olimpiyat kategorisi ise 67 kilogramda yapılacaktı. Bu nedenle Eray 67 kilogramdaki rakibiyle Milli Takım seçme maçına çıktı. Yapılan 3 maçta kazanan Eray Şamdan olunca milli formayı bir kez daha söke söke almış oldu. Eray, Olimpiyat sıralamasında ilk 2’ye girerek direk Tokyo bileti alamadı belki ama 2021 Avrupa Şampiyonluğu’nu Hırvatistan’da elde etti. Mayıs ayında da Paris’de Kalifikasyon maçlarında birinci olarak Tokyo vizesini aldı.

EDİTÖRÜN NOTU

Eray’ın çocukluğundan beri yanında olan, haberlerini yıllarca heyecanla kamuoyuna aktaran ve Adnan Şamdan’a yıllarca kardeşlik etmiş birisi olarak o anları çok farklı bir duyguyla yaşadım. Şamdan ailesi gibi o anlara sevinç göz yaşlarıyla tanıktık ettim. Mutluyuz ve gururluyuz, çünkü yıllarca hayalini kurduğumuz, emek verdiğimiz başarıya ulaştık. Ne mutlu bize ki böylesine değeri madalyalarla ölçülemeyecek, altından daha değerli bir övüncümüz var. Ne mutlu bize ki başarıları arttıkça tevazusu da artan, dereceleri büyüdükçe egosu küçülen böylesine bir değere sahibiz. Daha 24 yaşında olan Eray, inanıyoruz ki bize daha çok başarılar, madalyalar getirecek ve daha çok sevinçler yaşatacak. Şimdi yeni hedefimiz 16-21 Kasım tarihlerinde Dubai’de Büyükler Dünya Şampiyonu olmak.

Eray Şamdan

Eray Şamdan

Eray Şamdan

Eray Şamdan

Eray Şamdan

Eray Şamdan

Eray Şamdan



Bir yanıt yazın